22 Kasım 2010 Pazartesi

BAŞGÜDÜCÜ KAFAYA TAKTIYSA DÜMDÜZ EDER, NEREDE GÖRÜLMÜŞ DURDUĞU

3. KÖPRÜ KİMLERE YARAYACAK…


Bir süredir, İstanbul’a yapılacağı iddialı demeçlerle açıklanan üçüncü köprüden neredeyse söz edilmez oldu.

Acaba, vereceği zarar yanında faydasının solda sıfır kalacağı yolundaki eleştiriler nedeniyle proje beklemeye mi alındı diye düşünenler olabilir.

Geçmişe bakarsanız böyle bir düşüncenin geçerli olacağını sanmak pek akla uygun düşmüyor.

Bilimin ve hayatın gerçeklerinin uygun görmediği öyle başarılara (!) imza atıldı ki, bu projeden vazgeçildiğini sanmak hayal görmekle eşdeğer gibi kalır.

Nedeni de ortada.

Çünkü köprünün inşaatına başlanmasıyla 35 milyar dolarlık bir arazi rantı işini bilenlere göz kırpmaya başlayacak.

***
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, hazırladığı “3. Köprü Projesi Değerlendirme Raporu”nu kamuoyunun bilgisine sundu.

Rapor, konuyu irdelenmesi gereken bütün boyutları ile ele almış.

Rapordaki verilerden yararlanarak İstanbul’un, İstanbulluların doğal olarak da dünya coğrafyasının başına gelecekleri anımsatmakta yarar var.

Köprü ve çevre yolları ile bağlantı yollarının 150 metre genişliğindeki kamulaştırma alanı nedeniyle 680 hektar (1 ha: 10.000 metrekare) doğal sit alanı, 931 hektar tarım alanı, 2.5 milyondan fazla ağaç barındıran 1453 hektar orman alanı doğrudan yok olacak.

Yol boyundaki sağlı sollu 5 kilometrelik etki kuşağında kalacağı için etkilenmesi kaçınılmaz görünen alanlar da şöyle hesaplanmış.

• 2B alanları: 7 bin 298 hektar (Toplamın yüzde 38’i)

• Özel orman alanları: 1946 hektar (Toplamın yüzde 34’ü)

• Su havzaları mutlak koruma sınırı: 4 bin 521 hektar (Toplamın yüzde 24’ü)

• Tarım alanları: 48 bin 398 hektar (Toplamın yüzde 43’ü)

• Orman alanları: 75 bin 465 hektar (Toplamın yüzde 45’i).

***
Yapımın sonuçları bu kadarla da kalmıyor.

1979’da Bern’de Türkiye’nin de imzaladığı “Avrupa Yaşama Ortamlarının Korunması Sözleşmesi” ile korunacağı sözü verilmiş olan 50 kuş türüyle Avrupa Birliği Kuş Direktifi’nde yer alan 23 kuş türünün yaşama alanlarına da göz dikilmiş oluyor.

***

İkinci köprü ile çevre yollarının yapımının ardından, Büyükçekmece (yüzde 79), Sultanbeyli (yüzde 55), Ümraniye (yüzde 48) başta olmak üzere yaşanan nüfus patlamasının üçüncü köprü ile hem var olanların hem de yeniden oluşacak yerleşim yerlerinin yaratacağı yoğunluğun gereksineceği trafik düzeni, köprünün İstanbul’un transit geçişini kolaylaştıracağı iddialarını da geçersiz kılıyor.

Özellikle ikinci köprü sonrasında 462’si Anadolu, 455’i de Avrupa yakasında oluşan 917 çevreye kapalı ve korunaklı site alanının oluşması ve buralarla şehre ulaşımın otomobillerle sağlanmasının yarattığı trafik yükü dikkate alınınca, benzer bir sonuç da kaçınılmaz görünüyor.

***

Raporda, projenin ulusal ve uluslararası hukuka aykırılıkları, geçiş yollarının yer alacağı bölümlerle ilgili sit kararları da anımsatılıyor.

O bölümden bilgi aktarmayı bir yana bıraktım.

Zira, anayasada yapılan hukuk reformlarıyla (!) Danıştay’ın da önünün kesildiğini anımsadım.


Orhan ERİNÇ

Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder